".................................,
Geldik bu yıla; açıkcası ne diyeceğimi bilemiyorum. Artık insanları, kurumları daha iyi tanıyorum. Ne olduğunu, neyin olabileceğini öğrendim. Cumhuriyet sonrası tarihimizi daha iyi anladım.
Bu konuşmada Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerine atıfta bulunsam, olay geldi dayandı Bursa'ya. Neyi söyleyeceksin. Kime söyleyeceksin. Kim savunacak.
Tarihsel analiz yapsam. Artık her şey 2+2=4 , analize ne gerek var. Kendi kendine yalan söyleyenlerin zaten dinlediği yok. Sadece duygularımı ifade edecek bir şiir okusam;
Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yanına
…
Diyeceğim birileri alınacak.
Derken sizlere çok kasvetli ve umutsuz bir konuşma hazırladığımı fark ettim. Ve kendi içime baktım;
Bugüne kadar neden çalıştım, neden çalışma isteğim hiç durulmuyor, amacım hiç bitmiyor. Bu akşam sizler neden buradasınız?
Çünkü içimizdeki kor yanıyor da yanıyor, taş kömürü mübarek sönmesi mümkün değil.
İşte bu umut!
Geleceğin daha iyi olacağına dair olan umut.
İşte Cumhuriyet'in bize kazandırdığı en önemli duygu bu.
Geleceğimizi biz yaparız duygusu!
yedi düvel top ve tüfekleriyle karşımıza da dikilse,
bankalarıyla ve ticaret anlaşmalarıyla iliğimizi de sömürse,
cahillik ve bilgi kirliliği yoluyla beynimizi de iğdiş etse,
propaganda ve ihanet yoluyla aramıza kan davası da soksa,
gizli anlaşmalarla siyaseti esir de etse
Biz bunun altından kalkarız;
Bir kez yaptık, gerekirse bir kere daha yaparız.
İşte bu umut bizi güçlendiriyor.
Cumhuriyet devrimini anlayanla, anlamayanı bu umut birbirinden ayırıyor.
Bizler bu umudu yaşattığımız sürece:
"Türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
Bugün, en büyük bayramımızdır, Hepimize kutlu olsun.
.........................................."